Aigai, Arkaik Dönem’de surlarla çevrili ve üçgen planlı bir akropolise sahiptir. Kalınlığı 1-2 m arasında değişen surların korunmuş uzunluğu 830 m, antik dönemdeki uzunluğu yaklaşık 1150 m’dir. 5,9 hektar genişliğindeki arkaik kente giriş kuzey surlarındaki Demirkapı ve Yenikapı’dan sağlanmaktaydı. Her ikisi de bindirmeli kapı olarak tasarlanmıştır. Akropolis surlarında genellikle kaba yontulmuş dikdörtgen veya polygonal taşlar kullanılmıştır. Çok kısıtlı noktalarda Lesbos tipi polygonal (Lesbian polygonal wall) örgü görülmektedir.

Arkaik dönem surlarında bastion ve kule kalıntıları tespit edilememiştir. Akropolis içerisinde Arkaik Dönem’e tarihlendirilebilecek yapı kalıntıları şu an için kuzeyde yer alan Ada 1 sektöründeki birkaç duvar temeli ile sınırlıdır. Bununla birlikte, Agora Binası’nın güneybatı yakınında Arkaik Dönem tarihli Lesbos tipi polygonal örgüye sahip bir teras duvarı kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca, Agora Binası’nın güneydoğusundaki teras düzlüğünde yürütülen sondaj çalışmasında homojen olarak MÖ 6. yüzyıl seramikleri barındıran bir tabaka saptanmıştır.

Akropolis dışındaki arkaik yerleşim bölgelerinin güney ve güneybatı yamaçlarda olması muhtemeldir. Özellikle güney yamaçtaki eğimin yumuşaklığı, inşaat faaliyetleri için ihtiyaç duyulan düzlüklerin teraslarla oluşturulmasına kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca, sert kuzey rüzgarına karşı daha korunaklı olan orta ve alt kısımlar konut yerleşimleri için uygun gözükmektedir. Diğer taraftan, doğal düzlüklerden yoksun olan Aigai kentinde yürütülen arkeolojik çalışmalar, mevcut yapıların ya da üzerinde bulundukları terasların yeni inşa faaliyetleri sırasında tesviye edilerek tahribata uğradığını göstermektedir. Bunun en somut örneği, Ada 1 sektöründeki MÖ 6. yüzyıl tabakalarında görülen inşa sebepli tahribat izleridir.

Arkaik Dönem’deki nekropolis alanı, akropolisin kuzey doğusundaki sırtın Pythikos’a bakan yamacında uzanmaktadır. Bu sırt üzerinden kente uzanan taş döşeli antik yolun planlamasında belirli bir standart yerine, arazinin eğimini yumuşatacak kavislerin uygulandığı gözlenmektedir. Bu açıdan, Pergamon’un güneyindeki anakapıdan yukarı kaleye çıkan ana cadde ile benzerlik göstermektedir. Söz konusu yol Yenikapı ve Demirkapı üzerinden kente girmektedir. Yenikapı’dan giren yol ana cadde olarak doğrudan Agora meydanına ulaşmaktadır. Diğer taraftan, Demirkapı’dan giren yolun bir kolu Agora binasının güneydoğu terasına, diğer kolu bir kavşak sayesinde Agora meydanına ulaşan ana caddeye bağlanmaktadır.

Aigai’ın Klasik Dönem’deki yerleşim planlamasına ve savunma sistemine dair bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Nekropolis alanındaki kazı çalışmalarında açığa çıkarılan kireçtaşı bir lahdin buluntuları ve Athena Tapınağı’nın temellerinden ele geçen kaliteli MÖ 5. yüzyıl Attika seramiği kentin Klasik Dönem’de varlığını güçlü bir şekilde sürdürdüğünü kanıtlamaktadır. MÖ 471’deki ostrakismos sonucunda Atina’yı terk eden Themistokles, “Aiolis’in en zengini” ve bölgenin ileri gelenlerinden biri olarak tanımlanan Nikogenes’in yanında Aigai’da birkaç gün gizlenmiştir (Plu. Them. 26). Nikogenes’in zenginliği kuşkusuz Aigai’ın o dönemdeki ekonomik gücünün bir göstergesidir

Scroll to Top